BİLİNMEYEN MUTLULUK
Sevgili Günce,
Bu mektubu sana hayatımın en mutlu gününden yazıyorum sanırım. Daha iyisini yaşarsam eminim senin yanında olacaktır.
Yokluğunda (böyle dememi sevmiyorsun biliyorum) her şey biraz eksik gibi hissettiriyor. Kemal abiyi geçen gün birlikte çektirdiğimiz son fotoğrafa gizli gizli bakarken gördüm. İtiraf edemiyor ama bence o da seni çok özledi. Kapının önündeki karları temizlerken iki dakikada bir durup uzun uzun çam ağaçlarının arasındaki boşlukları gözleriyle ayarlamaya çalışır gibi seyre dalıyor. Sen kesin daha iyilerini yiyiyorsundur ama son birkaç gündür çok güzel yemekler yiyiyoruz biz de. Biraz daha zayıfladım ama galiba yani her gören öyle söylüyor. Mavi elbisem iyice bol gelmeye başladı. Sanırım gelecek ay yenisini almak için bodrum katına inmem gerekecek. Hemen üzülme artık alıştım o karanlığa biliyorsun. En kötü zamanlarda seninle geçirdiğimiz bir günü aklıma getirip canımın yanmasına izin vermiyorum. Bir sürü güzel anımız var, her ay bir tanesini kullansam en 100 yıl yeter bana. Tabii ki o kadar yıl burada kalmayı düşünmüyorum. Henüz nasıl geleceğimi bilmiyorum ama ben de senin yaşadığın yere geleceğim. Sanırım önceki mektuplarım henüz sana ulaşmadı ya da daha cevap verecek fırsat bulamadın. Belki de ismini hatırlamıyorum ama o adam daha postaneye götürmemiştir. Nasıl geleceğimi yazmayı unutma lütfen. Kemal abiye soruyorum ama o da bilmiyormuş.
Yatağını hala tertemiz tutuyorum, arada bir Mephis'i üzerine yatırıp orada oynuyorum. Biliyorum tüylerinden rahatsız oluyorsun ama hemen silkeliyorum yorganını gerçekten. Çiçeğimizi de sulamayı unutmuyorum merak etme. Dersleri de daha fazla dinlemeye çalışıyorum. Okulda olmak buradan uzak durmak anlamına geldiği için, sen de olmadığından, galiba giderek daha iyi bir öğrenci oluyorum. Okuldan bahsetmişken artık bugün neden hayatımın en güzel günü onu anlatayım. Eminim çok merak ediyorsun. Daha önceki mektubumda da yazdığım, okulun ilk gününde gördüğüm çoçuk var ya, bugün bana senden çok hoşlanıyorum dedi. Sanırım birkaç saat hiçbir şey demeden donup kaldım. En son öğretmenimin sınıfa geç diye bağırmasıyla kendime geldim. Umarım bir şey demediğim için bozulmamıştır. Öyle olsa bile yarın ben de ondan hoşlandığımı söylemeyi düşünüyorum. Çok heyecanlıyım. Karşısına geçince nasıl konuşacağım bilmiyorum. Uzaktan ona bakarken bile kafasını bana doğru çevirince elim ayağıma dolaşıyor ama yapmak zorundayım. Saatlerdir neler söyleyeceğimi düşünüyorum. Bir sürü güzel cümle buldum ama onları bir sıraya sokmam lazım. Sen olsaydın yardım ederdin bana. Hem biliyor musun Mahir (çok güzel ismi var) Gelincik'ten değilmiş. Diğer çocuklara sordum hiçbiri tanımıyor yani mutlu bir hayata sahip olabilir. Belki ilerde ben de katılırım onun hayatına, tabii ki senin yanına da sürekli geleceğim merak etme. Böyle hayaller kurmak ne kadar güzel. Geceleri bir kenara bırakırsam gülümsemek yakışıyor bence bana. İçimde bir ateş var sanki sürekli koşup, bağırmak istiyorum. Daha önceden var olduğunu bilmediğin bir mutluluğa tutulmak ne kadar güzelmiş. Şans dile bana yarın için. Artık yemeğe gitmem gerekiyor. Lütfen en kısa zamanda cevap yaz.
En İyi Dostun Eylül.
Çarşamba
13.01.2012
0 Yorumlar