SOTNEM İBİHAS
Ağaçlar en derin uykulara dalınca
Rüzgar başlayınca fısıldamaya adını
Aklımda hayaller kurduran gülüşün var
Elimdeki tek şey o
Bir yemini bozmanın heyecanı
Bir kez daha şair kılıyor beni
Yepyeni bir gökyüzü yer ediyor şimdi
Alacalı bir gelecekte
Sayılı günlerimin kaldığı bu şehirde
Gece bekçiliği bahşedildi yine bana
Hem de en çok korktuğum mevsimde
Yorgun 30 günün üzerine
Kabul görmeyen dilimle
Anlatmaya başlıyorum bütün gerçeği
Dinle
Sevgiyi ben icat ettim yıllar önce
Yeşillere aldandım, böylelece başladı
Ağlak gözlerle koştum peşinden
Yirmi ikiyi yirmi üçe bağlayan günün gecesinde
Ayaklarımın altında beyaz altınlar varken
Değmedi buna
Yirmi beşinci günün sabahını unutamam
Geçen yüzyıldan kalma
Bir şiirin sesi vardı sesinde
Ilıkça bir yarası vardı dizinde
Görmek nasip oldu o sızıyı
Cennet dedim bu cennet olmalı
Kaybettim kararsızlığın efendisine
Yeşile bir araydı bu aşka değil
Geldi çattı yirmi yedi
Sessiz sevgilerin sefiri
Öyle ki hiç duymadım adımı dilinde
Hiç işitilmedi bir güzelleme
Ne güzelliğini hatırlarım
Ne de ömrüm yeter hatırlamaya
O güzelliği
Sılası derin olanın
Ömrü uzun olur derler halbuki
Acı çekmek yardılıştan bir alışkanlık
Unutmak bir mucize en iyi sen bilirsin
Sotnem ibihas
Mutluluk adına eş olsun
Yalnız yılda bir kez
Yeşil kere yeşil de
Arala perdeleri ve hatırla yoksul haziranı
Sırası geleni mi alsam
Kalemimin ucuna
Yoksa en başa mı dönsem
Yani o kutsal yirminci güne
Sevginin icadı
Karanlık kısa saçlı bir çocuk
Bir gökkuşağı giymişti
Tam da bu gece
Nasıl bir tesadüfü diriltebilir
Geniş kalçalı bir pencere çiçeği
Nasıl kendimi gizleyebilirim izlerken seni
Aşk diye bağıran gözlerimle
Gözlerim en yorgun savaşçı
Gözlerim yalnız, hayalperest ve inatçı
- Semih Aydın -
00:55
25.06.2022
30 ÇİZİKLİ DUVAR
30 çizikli duvarın karşısında
İçinde bulunduğumu sandığımdan
Daha da büyük bir kararsızlıkla
Bekliyorum, bekliyorum duvarın yıkılmasını
Yağmurlar ertelendi şimdi
Yalnızlık hemen şu sokağın sonunda
Bembeyaz karşıladığım bu sabah
Nasıl da azalıp gitti nasıl da döndü griye
Sırtımı dayadım 30 çizikli duvara
Zemheri bir soğuk yaklaştı ellerime
Ellerimde bir tokluk ağrılara
Kırmızı kesikler önceki hayatımdan kalma
Ve vakti gelir dinlemenin
Duvarın arkasındaki hayatı
O hayat ki benim
Benden uzak her yerdedir o hayat
Ait olduğumu sandığım
Ve günahkar sayıldığım
Ölüm gibi korktuğum ve fakat
Her nefeste biraz daha yaklaştığım
Eksik yaradılışıma bir isyan
Bir başkaldırıdır bu
İçimden kopup haykıran çığlıkla
Yükselmek istedim bir an
Yükselip tanrıların bahçesine
Ellerimde bir hediye bir şiirle
Gözlerimin heyecanı yeryüzünde
Geleceğimi görme ihtimali ile
Sırtımı dayadım 30 çizikli duvara
Yağmur sararken beni kendine
Gökyüzü yine bildiğim gibi
Ya duvarın ardı
Oraya da uğradı mı nimbus bulutu
Soruldu mu o soru ümmilere bile
Aynı mı vakti güneşin
Sesim, sesim daha mı içten duyulur orada
Hayallerimin içinde bir gerçek aradım
Gerçekler sırılsıklam
Gerçeklerin gözyaşlarıyla karşılaştım
Sayıltısı bu olsun bu ömrün
Eşsiz ihtimaller denizinde
Doğru ve yanlış iç içe
Arkamda bir duvar 30 çizikle
- Semih Aydın - 22:37
14.03.2022
----------------------------------------------------------
USLANMIŞ BİR ŞİİRBAZ
Topuklarım sızlar
Delikanlı yüreğim yorulmuş kabul
Bilmediğim bu yollar
Artık yepyeni gençlerden sorulur
Mazinin getirip karşıma koyduğu şu gün
Neyi gerektirir?
Ne zaman hatırlanır ve unutulur ne zaman
20 yaşını kaçırmış ben
Artık uslanmış bir şiirbaz mıyım?
Yoksa tenha karanlıklara ışık saçan
Bir değişik mucize mi?
Nedir beni ben seni de ben yapan şey
Hali vakti yerinde bir öğlen sonrası
Karmaşık rüzgarlar ittirirken nimbus bulutları
Kaçıp saklanacak bir göz aşinalığım var mı?
Yardan mı yaradan mı bu acı nefesler?
Kesilir sesim, susar dinlerim
Ellerim huzursuz sağırlığında
Yüreğim çığlıklar altında
Bir sanrı altı asırı aştı
Ağırlığı tüy hafifliği
Eskinin yenisi bir sevgi
3 aylık bir kelime orucunun ardından
Öyle yorgun öyle güzel ve huzurlu
Bir gece hediye etmen
Bin kapılı bir mahzene bedel
Bu bedel gözlerin, gözlerin
Seven, sevilen, sevilmeyen
- Semih Aydın - 23:51
28.01.2022
----------------------------------------------------------
GODİVA
İncecik ve yorgun bir evrende
Sarhoşluğum boyumu aşarken
Renkli dumanlar sahne alıyor
Yarı aydınlatılmış sokağımda
Kasım pencereden seyrederken beni
Laf atıp utandırıyor gülüşlerimi
Ne zaman heves etsem sana
Karanlıktan bir gürültü ayaklanıyor
Bir yumruk olup göğsümde bitiyor
Sevmek kolay bir eylemdi seni tanıyana dek
Ufacık bir ateş bir büyülü sözle yanmaya başlardı
Ve ben godiva en çok sevmeleri bilirdim
Yalnız, terk edilmiş, hissedilmemiş sevmeleri
Bir kardelene tek gecelik heves
Gardenyaya unutulmuş bir şiir
Floraya sonsuz sessizlik demektim
Üzerime dökülen şu hüzünlerin izi
Kelimelerimdeki bu yalnızlık kokusu
Küçük bir İskoç kasabasından bile hissedilir
Gönlümün sakarlığı hiç bitmez
Vurgunlarımın merhabası eksik olmaz bilirim
Godiva bir kör aşık daha yaratma
Yürüdüğün yolları çıkarma karşıma
Beni yar da etme şu genç kalabalıklara
Godiva bir söz daha söyle
Kapatma geceyi üstüme
Metruk heceler zorlarken bu bedeni
İyisi mi sen de yaktırırsın beni
Ne de olsa ikimiz de o kan kırmızısı şiirin yarattığı
En olmaz gökyüzünde kaybettik aklımızı
Mutlu sayacağım yine de kendimi
İnsan gibi dimdik duracağım godiva
Ne zaman gelirsen aklıma
Ellerimi açıp bir güzelleme daha yazacağım adına
- Semih Aydın - 23:44
27.10.2021
----------------------------------------------------------
ELERİN LALEZAR
Malemsiz bir zamana çağırdı beni
Masmavi gökyüzü delip geçti karanlığı
İlk ateşi ben yaktım ellerimde
İlk kez o merhaba dedi
Ne zaman bir şiire gölge etse şüphe
Nergis çiçek açtı parlak ve ince ellerinde
En güzel sırılsıklamlığı bu sardunyaların
Eğiliyorlar önünde bu mavi, alacalı hayalin
Sonsuz bir gerçeklik arayışında, bir asma bahçesinde
Sürekli cümleleri yeni nesil bir dünya yaratıyor
Ölümlü bir gökkuşağına hayat
Ölümsüz şiirlerime daha da bir anlam katıyor
Ne güzel seninle kelam etmek sözler üzerine
Nasıl da yaşanılası bir hikaye bu
Memleketinin etrafı yeşil, içi kurak rüzgarlarla dolu
Mor dağlar emrine amade
Eşsiz bir gülüşünde bütün mucize
Ellerin lalezar her imkansızı mümkün kılar
Zamansız bir akşam bir kelebek ömrüde
Zarif bir yansımadır ismin, heycanı yüreklerde
- Semih Aydın - 19:06
19.10.2021
----------------------------------------------------------
BELLA ETKİSİ
İstanbul rengi bir sabahta çıktın karşıma
Rengarenk sayfalar arasında
Ellerimdeki bütün büyülü sözler
Masmavi bir gelecek hayaliyle
Tutulup kaldım ben sana Bella
Esir bir şehirde, çok uzaklarda güzelim Bella
Kim bilir kaç kez denedi, kaç kez çıktı o yola
İzin vermediler tutsak ettiler hayallerini
Nefesinin neşesini duymak bir ağrıyı hecelerken
En içten hislerle yakalanmak bir kez daha
Rüzgara fısıldayıp, gökyüzünde aramak güneşi
Sen demek, sen esir bir şehirdesin güzelim Bella
O gecenin seni götürdüğü kırmızı yolda
Nasıl olsa sonu çıkar diye samanyoluna
Ben serilip o toprağa, alacağım rengimi baharından
Eşsiz ve eksiksiz bir şiir okunacak sen yürürken
Loş bir ışığın altında mehtap yere değecek
Lale, nilüfer, gardenya ve diğerlerinin rengi sönecek
Aklımda sonsuz mutluluklar ve bir Bella hayali yer edecek
- Semih Aydın - 21:26
17.10.2021
-----------------------------------------------------------
MÜSTERİH
Dört duvarın içinde bir hayal dünyası başlar
İsmin tekrar edilince üç kere
Leylim baharlar aceleci adımlarla koşuşturur
Aldırış etmeden bu soğuk havalara
Bir çiçek ellerinde anlam kazanır
Yeni bir isim alır adından
Hüzünlere sarılı dünlerinden kurtulmuş
O sonsuz neşen yeni bir bahçe yarartır
Yüzüne değmiş bütün çiçeklere
Pencerenin kenarında müsterih bir heves
Sessiz ve derinden karışıyor
Şu karanlık rüzgarlara
Sesin akşamın bütün tenha yerlerinde
Gececil hayaller dolaştıkça sokaklarda
Bir fazla oluyorsun biraz daha yakışıyorsun geceye
Siyah bir elbise dağıtıyor bütün kederleri
Nefes katıp sonbahara
Bir eşsiz gülüş, bir kusurlu hayal ekleniyor
Renkli sularla doldurulmuş bardaklara
Kesik bir sigara dumanı gezinir
Gelip durur sonra sararmış ellerimde
Ellerim daha kaç şiire mahkum
Daha kaç kez bir siyah nokta atacak
Omzumun sol üst köşesine
Sürekli süreksiz gidişler ne zaman bitecek
Söyle ki değişsin zamanın sesi
Dengim değil bilirim bu havalar
İstanbula yakışsa da bu sonbahar
Lambanın titreyen alevi harlansa da sürekli
Aşkın aşk hali kayıp, imkansız bulmak seni
Müsterih ve içten olsa da bu sevgi
- Semih Aydın - 22:28
17.10.2021
-----------------------------------------------------------
HAREF RENGİNDE BİR AVUKAT
Yasaklı bir şiirin kelimeleri zorlarken zihnimi
Yenileri yer ediyor sevgiden uzak
Kim kabul etmiyor bu günahsız kelimeleri
Kim dışlıyor beni Kadıköy sokaklarından
Bir alabilsem diyorum o rüzgarı ardıma
Yeniden katılsam o tufana
Yerle bir edeceğim şu tecrübe edilmiş dünyanızı
Zannediyorsunuz ki bu sevgiler yaşanmış
Ellerim, dudaklarım, gözlerim sahte
Gece aldatmacası yada anlık bir his
Değil diyorum değil diye bir yemin
Söz kalabalıklarının arasında
Bir ben varım kibar lacivert gömleğimle
Görmüyorsunuz, duymuyorsunuz şu sedayı
Ki o kanadı kırılmış mavi bir melektir
Tanımadan hatta görmeden sevdiğim
Kolay aşık olur
Zor unuturum ben
Ya siz kabul edebilir misiniz günahlarınızı
Karanlık sofrasında ışık saçarak
Oturabilir misiniz onların karşısına
Böyle güneşin sıcaklığını kaybettiği
Haklının yüzünü zorla yere çevirdiği
Bir perşembe sabahı için
Seçmiştim o avukatı
Bütün o güzel kadınlar arasından
Çıkınca ben tanrıların karşısına
Elimden kalemim alınmasın diye
Bir bulutun rüzgarından üşüdüm diyince
Annabel Lee'yi okumaya başlasın
Saklansın arkama ve onların gözüne bakmadan
Parmaklarını dudaklarında dolaştırsın diye
Ancak ikinci cumartesinden sonra
Sessiz sokaklar bıraktı bana
Bir de henüz çiçek açmamış
Düşman bir bahar
O ferah bahçelerden de uzak kaldım
Yüz üstü bırakıldım yağmurun ardından
Ki benim şükürsüz hayallerim vardı
O küçücük renklerle dolu boşluğu
Dolduracaktım, doyuracaktım
Ömrümün yirmi dokuz senesini
Bu onu daha da çekici yapacaktı
Daha da anlaşılmaz, masum ve yalnız
Avukat izin vermedi hiçbirine
Alıp götürdü beni
Bıraktı bir mart gecesinde
Hala oradayım hala hırslarımla
Avuçlarımdaki intikam izleriyle
Geceden biriktirdiğim kelimelerle
Büyüyorum, büyütüyorum acılarımı
Ay ışığında bir avukat vardı haref renkli
Kesik turuncu gülüşüyle, yasakladığı baharla
Nefesimi aldı, ferah baharları kanlar içinde
Boyadı kirli ve çalıntı karanlıklara
Avukat bir katildi
Ben ona aşık
O beni öldürmeyi sevdi
- Semih Aydın - 00:53
24.09.2021
-----------------------------------------------------------
ESMER GÖLGENDE BİR DÜNYA
Gökyüzünde Marlowe'un şarkısı çalarken
Çıkarım yola, gözlerimde hasret
Yüreğimde bir bahar heyecanıyla
Bu yarım asır süren yolculuk
Kısalıyor senli hayallerde
Öyle ki çoktan kutladık birçok yıl dönümümüzü
Yüzlerce şiir yazıldı yeni öğrendiğim adına
Ellerin artık aşina yüreğime
Nefesin geçmez geceden nefesime değmeden
Halbuki henüz duymadım sesini bile
Gözlerinin ışığında ıslanmadım
Yada çiçeğini belirlemedim daha
Aynı yerde toplanan şu şairlere bakarsan
Bu imkansız, yazılamaz böyle sözler
Sevemez insan üç, beş günde
Onlar ki yalanı ve süsü
Sabahlarına sermişler, geceye kadar uzanan
Ben onlardan değilim
Ben onların tam karşısında
Ve olmak istiyorum senin esmer gölgenin altında
Kocaman bir dünya yaratılacak orada
Sen, ben ve esmer gölgen
İstanbul şehrinde sevginin ismi değişecek
Belirecek ve daha fazla düşecek pencerene yıldızlar
En büyük sevgilerden aldığım kelimeler
Loş bir ışığın altında senin olacak
- Semih Aydın - 00:53
17.09.2021
-----------------------------------------------------------
ADIN KALACAK
Yok yere zorlama yüreğini
Yağmaz bu mevsimde bu yağmur
Tutmaz eller Eylül güneşinde
Yalnız kalbi kırıklar anlar
Bu güzün dilinden
Hangi sevdanda kırıldı hevesin
Hangi günü unutmak
Güneşi örtmek istersin
Gülüşünde gizlenen acıları
Yorgun ellerimle toplamak
Tarifsiz ışığının gölgesinde
Yeni yeni kelimeler üretmem gerek
Yıllar sonra hatırlayınca o ilk kelimeleri
Saçlarının arasında kaybolmuş
Gözlerinin en güzel yerinde
Bir ben olacağım
Unutacağım yaşama inat
Unutacağım ölümü
Geriye adın kalacak
- Semih Aydın - 01:31
15.09.2021
-----------------------------------------------------------
MOURIR OU VIVRE
İlk kez bir sahil kasabasında
Rüzgarların cennetindeki
O sonsuz sesler arasında
Görmüştüm seni Müjgan
Gördüm, yaşadım ve öldüm
Gerçek adını hiç öğrenemedim
Gerçekten beni sevdin mi
Hiç bilemedim
Çünkü ben hiç gerçekten sevilmedim
Karanlığı sadeleştirirken gözlerin
Ben yine de seni sevmekten
Kendimi alıkoyamadım
Büyük yolların haydudu falan değildim
Aklımda aşamadığım kadınlar
Mor meyvelerle dolu bir bahçede
Bana yakışmayan bir masada toplanmış
Biralar, şaraplar taşıyorken kadehlerden
Dökülüyorken yemyeşil yerlere
Benim gözüm yine de sana meyil ediyordu
Aklım hala direniyordu sen diye Müjgan
Bir dost elinin sürdüğü yol
Bir hafta için hep sana çıkıyordu
Yorulsa da yüreğim ve ben
Yine de vazgeçmiyorduk senden
İlk ve son kez yaklaştığımda sana
Yani hissettiğimde sıcaklığını avuçlarımda
Ölmem yada yaşamam gerek dedim
Ölmem yada yaşamam gerek
Ama sen ağlıyordun
En büyük günahlardan biridir
Bir şairin karşısında ağlamak
Bu yarınlarımızdan çalar
Kelimelerimizi kırar
Söndürür dudaklarımızdaki ateşi
Utanmışlığım ortaya çıkar
Unutmak istediğim yaşanmışlıklar
Gelir çarpar aklıımın bir köşesine
Ağlama Müjgan
Ağlamak yasak bundan sonra sana
Dinle rüzgarların cennetindeki müziği
Öl yada yaşa
Ama sakın ağlama
- Semih Aydın - 15:41
01.06.2021
-----------------------------------------------------------
ÖLÜMSÜZLÜK ÇAĞRISI
Ben bir gece tanığı
Binlerce hayal dağıtıyorum
Şu karanlıklara
Ve senin adın geçmeye başlayınca
Kimsesiz saatlerde
Sonsuz bir ışık sarıyor hayalleri
Mübah kılıyor gizli sevgileri
Bu gizli sevgiler
Her gün yalnız bir kelimenle büyüyor
Yanıp yanıp sönüyor o sözler
Saatlerce düşünüp
İzleyince donuk bir fotoğrafı
Gökyüzünün solundan çizmeye başlıyorum
Seni anlatan güzellemeleri
Bu gayret, bu kavuşma
Sevme ve sevilme çabası
Kabedeceği bir şeyi kalmayan
İki şaire yakışır
Bir ipek şairdir adın
Gülüşün hediye edilmiş insanlığa
Bilmeden seni andığım bir duayla
Yada kimsesiz sandığım bir şiirde
Sen var olmuşsun haberim olmadan
Bu biriken kırık dökük sevgiler
Gözlerindeki bayram karşılamasında
Yan yana, özenle ve güzel bir sesinle
Toplayıp üstün bir aşk yaratmak içinmiş
Kaç bahar daha görür bu ömür
Kaç gündüzü tutup çekiştirir bir geceye
Yaklaştıkça ben o uzun ölüme
Daha fazla sevmek istiyorum seni
Ölümsüz kılsın tanrılar beni
Ölümsüz olayım ki
Görsün insanlık bir umut
Nasıl dönüşür aşka
Nasıl kısalır yollar
Arada binlerce isimsiz sokak varken
Gecenin en karanlık saatinden sesleniyorum
Hüzünleri evlerine gönderip
Bütün umutlarla memleketine yürüyorum
En sade gülüşünle karşıla beni
Ellerinde bir yer ayır
Dönemem geri ölümsüzlük beni çağırır
- Semih Aydın - 03:54
17.04.2021
------------------------------------------------------------
LA DOULEUR EXQUISE
Bir zarif acı var bende
Bütün o harika zamanların ardından
Bitmesini istemediğim bir şarkı
Tekrar tekrar söylüyorum şimdi
Dinlemeyi bilmeyen insanlara
Ne var ki sen gülüşünle
Sessiz ve acelesiz gelişlerinle
Dönülmez bir yoldan geri çeviriyorsun beni
Binlerce kez duyduğun sözleri
Bir de benden dinle
Şu kaçak gecelerde
Güneşsiz doğan sabahlarda
Bir kez de olsa ismimi söyle
Bu karmaşık karanlıkların üstünde
Tekrarsız zamanlarda bir güneş ol
İsmine kattığım anlamlarla birlikte
Gel ve ısıt içimdeki şu küçük yangınları
Değiştir ve yarat hayat kelimesini
Unutmasan da kanatma yaralarını
Sevmesen de bırak ben sarayım
Bu ipek kalbi
İzin ver karışsın bütün gerçekler
Bütün bu netlikler hüzünlü bir griliğe
Elimizdeki hüzünler toplanınca
Bir mutluluk eder belki de
Bir mucizenin peşinde sen ve ben
Uzak olsak da birbirimize
Belki yıllar sürse de kavuşmamız
Sen de bir belki de
Yeşert avuçlarındaki baharı benimle
Sev beni sevmesen bile
- Semih Aydın - 08:23
12.04 2021
-----------------------------------------------------------
MAVİ GÜLÜŞÜN
Bir bilinmez
Bir gençlik hayalisin
Tutamazsın sevgilerini içinde
Sen cennet bahçesi adınla
Ve o bahçenin en kıymetli çiçeği
İnsanı mutluluklara inandıran gülüşünle
Bir hayat yaratıyorsun eşsiz ve zarif
O gülüş ki içimde bir çocuk büyütür
O gülüş mavi serinlikteki bir sabahta
Sımsıcak bir yaşamak isteği
Paramparça eder karanlıkları
Sıyrılıp bütün acılardan, gelir
Gelir konar yüreğime
Unutturduğu yetmezmiş gibi ölümü
Aşkla ve umutla doldurur günümü
Bu şehir tekrardan çağırıyor beni
Sen daha başında
Ben sonlarında olsam da
İçimde o ilk gün heyecanıyla
Şehri yeniden, seni ilk kez
Keşfetme ve fethetme isteği
Kanımda dolaşıyor
Ele geçiriyor kelimelerimi
Sana çeviriyor yüzümü o gülüşün
Duymadan daha ismini
Yazmak en güzel yazımla aşıklar tepesine
Ve yaşamak orada
İsmine denk bir hayatla
Rengarenk yağmurlar altında
Ellerinde aramak mutluluğu
Mavi gülüşünün hizasında
Yaşamak ve yaşatmak
İlk ve son kez söylenen bir aşkla
- Semih Aydın - 16:42
06.04.2021
----------------------------------------------------------
AYBERS HAYALİ
Büyük büyük zamanlar içerisinde
Ufacık mutluluklar buldum ve kaybettim
Şimdi utanıyorum ama sana geri geldim
Tut ellerimi, senin yerin orda hala gizli
Bu aybers hayali
Dolanır dilime de susmak bilmez
Beyaz şehirde bulamadığımız aşk
Belki de bulur bizi yedi tepede
Aralansa da ayrılıklar
Eski hüsranlar silinmese de henüz kalplerden
Yeni bir şiir yazmak için vakit var
Gitmek isteyen gitti
Kalanlar kayboldu bir akşam üstünde
Bana bir tanrı ol
Bir inanç yarım kalbimde
Sevgilerin sonunu görmek istiyorum
İzliyorum seni gizlice
Gözlerinin değdiği her yerde
Bir söğüt ağacının altında
Dolu dolu gözlerle beyaz bir yürekle
Yine bulanmak istiyorum kırmızına
Al beni, sar nurunla
Yaz adımı adının yanına
Bir şiir de sen yaz
Hala aklımda oluşuna
- Semih Aydın - 00:44
08.03.2021
------------------------------------------------------
KADIN
Şimdi alabildiğine boş sokaklar
Meydanlar sessiz
Parklarda hiçbir anne gülüşmüyor çocuğuyla
Denizin mavisiyle
Baharın yeşiliyle kıyaslanacak
Güzel bir kadının gözü bakmıyor
O uçsuz bucaksız yerlere
Öldürdük hepsini, gurur duyalım
İnsanlığı öldürdük insanoğlu olarak
Güzel bir şarkı söylenmeyecek artık
Sevse de giden bir kadının ardından
Bahar başlayınca buluşulacak
Bir sevgili yok
Şiirler anlamsız, şiirler renksiz
Dokunulmaya kıyılamayan o saçlar
Kutsal eller, o güzel iyi niyetler yok
Sıcacık bir anne kucağı
Dünyayı güzelleştiren bir kadın yaratıcılığı
Hüzünleri serinleten aşklar
Acıları bitiren arkadaşlıklar yok artık
Öldürdük hepsini, gurur duyalım
Kan dökmeyi biz icat ettik
İlk savaşı, ilk vahşeti, felaketi
Bir güzel söz beklerken
Bütün gün küfür işiten
Anlayış beklerken dayak gören kim?
Sana yürümeyi, sevmeyi, yaşamayı öğretene
Mutluluk, güzellik, iyilik kelimelerini yaratana
Gerçekte, rüyalarda, yalnızlıkta yada kalabalıklarda
Sana düşler kurdurana
Böyle mi teşekkür ediyorsun?
Bir kadının korkması senin utancın
Bir annenin ağlamsı senin hatan
Ufacık bir çocuğun ölmesi tarifsiz bir kötülük
Anlamıyorsun, anlamaya çabalamıyorsun
O senin için değil
Sen onun için varsın
Yaşam amacın olmalı
Mutluluk vermeye çalışmak o güzel kadınlara
İllaki kan istiyorsan kendini öldür
Öldür ki artık kurtulsun bu dünya
Bitsin artık bu vahşet, eziyet
Anla artık hayat bir kadının elinde
İyilik, mutlluk bir kadın sayesinde
Sevmek yine onlar demek
Senin var olman onlara sebep
- Semih Aydın - 22:41
07.03.2021
------------------------------------------------------------
BOZKIRIN EN GÜZEL ÇİÇEĞİ
Berfin bozkırın en güzel çiçeği
Martta ekilen o hoyrat topraklara
Ve haziranda ses verir kalabalıklara
İlk duyduğumda ismini anlamıştım
Anlamıştım bu çelişkili arzuyu
Görmüştüm kar beyazını
Esmer alacakaranlığının ardında
Besleyen sendin
Ve dağıtan bu sessiz ırmakları
Olmak istediğin yerde
Kimler var kimler fazlalaşıyor şimdi
Mahpuz seslerinde bir edan var
Yağmurların izinde gülüşünün kalıntıları
Dans eden akşamlarda aklımı alışın
Hayallerim, hayallerim sana
Bir gün büyük olana yada
Görememiş olmak azaltır mı sevgileri
Çok defa kaçırdım gözlerimi
Kapattım koşarak şu kapıları
Pencerenin perdesini araladım
O daracık, iç içe geçmiş sokaklarda
Aradım ve buldum seni
Sokağının ismi kelebek
Bu benim gizli sevgim, gizli bir sevmek
Başkaları da izlerdi evini, görürdüm
Alırdın onları evine
Ben kapıda kalırdım
Sen beni tanımazsın
Ben her bir detayını
Sol omzumdaki meleğe anlatırım
Adınla yumuşatırım bu sert günleri
Belinden başlarım saymaya
Şu kirli beyazları anmak adına
İlk defa duyulur sesin
Adın ilk defa anılır bu semtte
Gecelerde farklı bir hal var şimdi
Berfin bozkırın en güzel çiçeği
Martta ekilen o hoyrat topraklara
Ve haziranda ses verir kalabalıklara
- Semih Aydın - 00:01
07.03.2021
------------------------------------------------------------
ZAVALLI ŞAİR
Unutulacak günler var
Şimdi kendime söyleyeceğim yalanlar
Ağlatacağım daha seni seven yanımı
Yeni yeni acılar hediye edeceğim ona
Tam da galiba mutluyum dediği anda
Alıp vuracağım onu yerden yere
Bakacağım nefretle
Yazık ettin sevgilerine
Yazık yıllarca uğraşıp
Bir gülüş öğrendiğin 29 yılına
Ne kadar da acınasısın
Hala mı bu kadar safsın
Şair mi? Değilsin
İyi bir insan mı? İnsan bile değilsin
Yok olmalısın bu dünyadan
Tek bir sözün kalmamalı geriye
Unutmalısın sen de kendini
Ağlama, ağla, ağla haline
Utanmaz yalnızlığınla baş başa kal
Sarıl en sevdiğin boşluğa
Tut ellerini rüzgarın
Güneşin saçlarını izle şimdi
Bulutların boynuna yaklaşmaya çalış
Güzel güzel kelimeler söyle hiç kimseye
Sabahın en erken saatinde uyan
Uyan ki eziyetin gün boyu sürsün
Her saniyeyi ezberlet zihnine
Her bir saniyede erken kurduğun hayalleri yaşa
Gece olunca eğer başarabilirsen
Öldür kendini eşsiz bir şiirle
Her bir kelimesini batır kalbine
O kelimeler kıpkırmızı bulaşsın üstüne
Kızıllığına bir övgü daha bul
Yokluğunda da seveceğini söyle
Kendi mutluluğunu es geçip
Onun ihtiyacı olmayan mutluluklar yaratmayı dene
İntihar türküleri söyle şimdi
Kendini kaybettiğinde acıdan, hasretten
Yasaklamaya çalış o ismi kendine
Ama ben her gün söyleyeceğim sana
Her gün hatırlayacağım bir daha sevme diye
Şimdi kalk ayağa, kalk!
Bak şu dünün ardında kalan günlere, bak!
Ne görüyorsun söyle!
Söyle ne olursun, anla artık ne olursun
Vazgeç, vazgeç bu hayallerden
Unut şairlik düşlerini
Yok say mutlu geleceği
Sevme ne olur sevme artık onu
Konuş, susma!
- O aşkı bilmeyenlerin diline çevrilmesi
İmkansız bir şiir gibidir
Onu sevmek bir seçenek değil
Bir yaşam biçimidir
Ben şimdi vazgeçsem yaşamımdan
Cehennem yeşile boyanır
Tutsam nefesimi onu unutana kadar
İlk söyleceğim kelime yine sıladır
Sen semih aydın
Sen zavallı şair
Ölmeye bile layık değilsin
Sevilmeyeceksin
Gülemeyeceksin, beklesen de bir ömür
Sen ayrılıklar, acılar için yaratıldın
Başkaları mutlu olsun diye
Mutsuzluk okundu doğduğun ilk anda kulağına
Herkese bir sevgi dağıtıldı
Sana yalnız kimsesizlik kaldı
Sen semih aydın
Sen zavallı bir şair bile değilsin
- Semih Aydın - 00:40
06.03.2021
------------------------------------------------------------
DURDURAMAYACAKLAR
Aşağı bak
Gökyüzü yasaktır bize
Konuşma sakın
Söz söylemek günahtır bize
Bu memleket
Nasıl geldi bu hale
Cahilliğin erdemi aştı
Doldu da taştı boğaziçinde
Büyütmek ayıplanır
Bir güzel bahar hayalini
Nasıldı gülmenin tarifi
Unuttururlar bize
Yaşamak isterken
Hem de en güzel çağımızda
Ölümü yakıştırırlar bize
Boyamak gelirken içimizden
Her betonu kırmızıya, sarıya, maviye
Grilikler işlemiş onların yüreğine
Duysun şimdi bütün şairler
Bütün tanrılar çevirsin gözünü buraya
Vazgeçmeden yürüyeceğiz
Gökyüzüne baka baka
Durmayın hadi göğe bakın
Bu kış günleri bitince
Gelince çiçeklerin düğünü
Ciğerlerimiz dolunca hırsla ve hevesle
Yumuruklarımız kalkınca havaya
Bağırmak için nefesimizi tuttuğumuz anda
Durduramayacaklar genç yürekleri
İzin almadan ve kimseye aldırmadan
Bakacağız gökyüzüne
Hem gündüz hem gece
İnadına, inandıklarımızın uğruna
Durmadan bakacağız gökyüzüne
Bir gün bir cümleyle başlayacak her şey
Değişecek sonra bu toprakların rengi
Sokaklardan taşacak mutluluk, özgürlük ve sevgi
O cümlenin ardından hep bir ağızdan
Başlayacak bir özgürlük türküsü
Bu olacak kimisinin son sözü
Kimisi için ilk defa başlayacak hayat
Vedalar olacak, yeni merhabalar karşılanacak
Dünya duracak yada ilk defa yaşanır kılınacak
Ancak biz aldırmadan ve inadına
Bakacağız gökyüzüne
Haydi şimdi durmadan göğe bakalım
- Semih Aydın - 00:47
02.02.2021
------------------------------------------------------------
BELLA
Bella
Ben de aşığım sana
Beklemen gerekiyor beni
Hiç beklemediğin bir mahşerden sonra
Gelirim belki
Sen bekle beni
Mor çiçekli bahçelerde
Birkaç umut daha yeşert
Adımın geçtiği bir tekerleme uydur
Sustur şu umutsuz bulutları
Seni nasıl sevdiğimi hatırlarsın
Sarı saçlarını izlerken görmüştün beni
Yağmur gözlerine, kömür ellerine
Şiirler yazmıştım hatırla
Yıllar geçse de o ayrılık ormanında
Sahte bir cumartesi yazılmıştı kaderimize
İlk defa ağlamıştım karşısında bir kadının
Göz yaşlarımın izleri hala ayaklarının dibinde
Korkmuştun benden
Bu beni ilk defa öldürmüştü
Sonraları alıştım hayatımı bitirmeye
Sende başladım bilirsin bu sevme işine
Küçücük beyaz bir şehri senin için
Boyamıştım baştan aşağıya
Renk renk sana
Nisanlar seninle acıtmaya başladı
İnsanların canını
Kasım'ın anlamını ilk kez anlamıştım
Adını karıştırıp Vera dediğimi hatırlarım
Hatırladıkça utanırım Bella
Geçen gün rast geldim gözlerine
Sen tanımadın beni
Değiştim biraz senden sonra
Biraz daha ağladım, biraz daha güldüm
Sözler uydurdum başkalarına da
Bella ilk sevgilim
Neredesin
Hala o aynı çirkin adamla mısın?
Kimseler hatırlamaz, kimseler bilmez
Çık gel bir akşam vakti
Yada bekle beni
Gelirim hiç beklenmedik bir mahşerden sonra
Mor çiçekli bahçelerden geçmem
Yeni bir sevgi üretip kulağına adını okumam gerek
Bella
Hayata ve aşka ilk merhaba
Bella
Can vermeden ölümü gösteren
Ağlamadan önce hüzüne boğan
Son dizelerime hala aday
Yıllar sonra adın hala aklımda
Bella
- Semih Aydın - 00:49
31.01.2021
------------------------------------------------------------
YAĞMURUNDA YILDIZ YAĞAN ÜLKE
Burası yağmurunda yıldız yağan bir ülke
Fakat yasaktır seyrine dalmak
Yada izlemek uzaktan sessizce
Ecel gelmeden ölmek adet oldu
Güzel kadınlar güzelliğini saklar oldu
Her şey kabul edildi de
Bir yarım aklımızın
Konuşmalarına izin verilmedi
Zamanında güneşe yürünürdü
Çizilirdi güzel İstanbul manzaraları
Hatıraları anmak bu kadar acıtmazdı
Yaraladılar sol yanımızdan
Yaktılar bizi soğuk bir şehirde
İnsan dedi insanlık nerede
İnsan dedi bu mu vicdan bu mu din
Utandı tanrı çekti yüzünü bu ülkeden
Burası yağmurunda yıldız yağan bir ülke
Fakat cebine dolduramazsın birkaç mutluluk
Gökyüzünün sahipleri hala aç
Sokaklar zengin ölülerle kaplı
Mutluluktan intihar edenler müzesi bu ülke
Bu ülke kucak açtı melekleri öldürenlere
Sevgiler sindirildi, yürekler sadeleştirildi
Acımasız tüm griler kabul edildi de
Bir bahar rengi akşamında
Fikirleri haykırmaya izin verilmedi
Halbuki o sözler ne kadar güzeldi
Görebilen insanların yüreklerinde
O sözler barıştı
Mutluluktu o sözler
İzliyoruz şimdi iki beyaz çınarı
Bir idam sahnesinde
Elleri özgür dilleri bağlı
İşte bu arkadan vurmak
İşte bu acıtmak demek bu canı
Ben sustum
O sustu
Biz sustuk
Burası yağmurunda yıldız yağan bir ülke
En anlamlı sözleri dizmek varken gökyüzüne
Dillerimiz ve yüreklerimiz bağlı
Sadece baktık ne gösteriyorlarsa bize
- Semih Aydın - 14:32
25.01.2021
------------------------------------------------------
BÜYÜL BU DÜNYAYA
Ceza olarak
Sonsuza kadar terk edildiğim
Bu seyrek aşklar mahşerinde
Ben ancak
Hüzün gözlerine bakınca
İçimde kaç acı varsa
Hepsini öldürüyorum
İçimde yaşayan bir sen varsın
Bir sen kimseye anlatamadığım
Suskunluğumla büyüyorsun
Büyüyorsun her gün içimde
İstekli, isteksiz adımlarla
Kalbimden mutlu aşklar diyarına
Sen açıyorsun bu yolları
Sen o yollardaki mor bir ışık
Ağaçların dalındaki kırlangıç
Sol yanımı zorlayan heves
Elleri gizlerken
Söylenen güzel bir ses
Bir tohumla karşılaştım
Halbuki yolun yarısını aşmıştım
Aldım sana getirdim
İçimde bir bahar hasretiyle
Sen bir tohumdan
Bir kainat yarattın
Yeni bir tanrı ayaklarının dibinde
Bu dünyanın güzelliği senin izinde
Ellerinle dokundun toprağa
Mahşer vakti imrendi sana
İyiliklerini görünce şu zavallı tanrı
Nereye, hangi cennete koyacağını şaşırdı seni
Esirgeme artık benden sevgilerini
Büyül bu dünyaya
Ve beni de al hüzün gözlerinin yanına
- Semih Aydın - 23:27
20.01.2021
-----------------------------------------------------
SOĞUK MASA
Duyduğum bu sesler
Ellerime ilişen rüzgarlar
Kalbimde yerini sorgulan
Bu sevgi
Sanki tıpkı sen
Şurada, az ilerideki deniz feneri
Seni işaret ediyor sanki
Kaybolmuş bana değer verdi
Sallanırken oradan oraya
İçimdeki fırtınalara sebep
Sensin sanki
Oturup bu soğuk masaya
Saatlerce bir kelime aramak
Seni anlatmaya çalışan
Bulamayıp küsmek
Bütün aşk sözlüklerine
Tedirgin bir perdeyi aralayıp
Beyaz bir İstanbula
Tekrar aşık olmak
Hem de doyasıya
Yaşamaya adayıp, unutmak her şeyi
Sonra her şeyde senin olduğunu görmek
Yalnız değilim bu sularla çevrili evde
Yaklaşınca ateşe görür gibi olurum
Birilerini, isimleri aklımda değil
İsimleri sana benzemiyor
İçimden hepsini unutmak geliyor, yapamıyorum
Tanımadığım bir dilde bir şarkı
Yayılıyor bütün odaya
Peşine düşüp düşünmeye başlıyorum
Dünyadaki en güzel şiiri
Kim ulaştı benden önce o hislere
Kim buldu o kelimeleri
Bilmiyorum deyip tekrar ediyorum
Tekrar tekrar aynı günü yaşayıp
Karartıyorum son saatlerimi
Güvenilmez biriyim
Yine ağır geldi sevgilerim
- Semih Aydın - 00:01
17.01.2021
------------------------------------------------------------
EMİLY
Düzensiz Aşklar bedbahtı
Birkez daha yalvarıyor
İmkansız aşklar tanrısına
Son sevdiği ölümsüz olsun diye
- ''Neden'' diye sordu
İmkansız aşklar tanrısı
- ''Neden o ölümsüz olsun''
Düşürdü elinden fotoğrafını
Eğildi düzensiz aşklar bedbahtı
Ve anında yeryüzünde
Parlak bir ışık parıldadı gözyaşıyla
Seçilmiş güzel kelimeleri
Bir gece yarısı ağrısı gibi döküldü
''Emily,
Gökkuşağının en güzel rengine aşık sevgili
Şair söylemiş ''Bir kadın elinden belli olur''
Altına bir peri pırıltısıyla adımı yazarım
Ve eklerim mavi zihnimdekini
Bir kadının en çok boynuna şiir yazılmalı
Kadın kendini boynundan tanıtır
Ve ben oradan okurum
Bütün hikayesini
''Emily, ne zaman okuyacağım hikayeni?''
Baktı tanrı adama ince bir gülümsemede
''3 gün içerisinde öleceksin'' dedi
Ölmek yada öldürmek için bir aşkı
Oldukça geçti
Sevgililer evlerine döndü
Dünya sessizce ikiye bölündü
Bir dünyaya Emily'nin adı verildi
Diğerinde düzensiz aşklar bedbahtı
Yapayalnız bir sonsuzluğa terk edildi
İmkansız aşklar tanrısı
Son aşkını böylece yarattı
- Semih Aydın - 23:13
15.01.2021
------------------------------------------------------
HÜZÜN OLURDUM
Geçti en güzel sevgi yaşlarım
Bu saatten sonra sevsem neye yarar
Tükendi mucize kelimelerim
Yürekte nefes
Gözlerimde yeşil
Ellerimde tutku kalmadı
Bu saatten sora sevilsem neye yarar
Aldım vurdum kalbimi
Yerden yere
Çıktım sokaklara yalın ayak
Yürüdüm gözlerimden düşen hislerle
Küs artık güneş
Bahar küs bana
Bu saatten sonra sevsem neye yarar
Kırıldı kanatları umutlarımın
Her bahçe artık hüzüne sürülen
Her gün soğuk bir Ocak'ı andıran
Ömrüm eksiliyor hızla
Sayılıyor gözyaşlarım yüzümde
Etten, kemikten yaratılmış olmasam
Hüzün olurdum
Ayrılık belki
Böyle yazılırdı ismim
Öyle hüzünlü
Geçti artık yaşamak benden
Bu satten sonra sevilsem neye yarar
- Semih Aydın - 23:23
11.01.2021
--------------------------------------------------------
DÜŞÜŞ II
Bir adım attım dünyaya
Gözlerim kapalı
İçimdeki bu hüzün daha o ilk günden
Ben sevilmesi yasak kılınmış
Ne yana dönsem bir hatam
Bir yanlış anlaşılmam
Neden böyleyim tanrım
Beni neden böyle yarattın
Yalvarıyorum kurtar beni benden
Doydum artık yalnızlıklara, karanlıklara
Başaramadığım hayallere
Her yere düştüğümde daha çok
Daha çok yanıyor canım
İçimdeki bu yaşama isteği neden
Neden hala umut var içimde
Daha kaç kez yenilmem gerek
Anlamam için yapamadığımı
Yaşayamıyorum ben bu dünyada
Bu dünya bana göre yaratılmamış
Bu insanlar bana benzemiyor
Mutluluk arayışımın 29 yılında
Elimde beyaz bir bayrakla yürüyorum
Üzerime atılan bu sevgisizliği
Saygıyla karşılıyorum yine
Bir kez daha ayaklanıyor kalbim
Bir şiir daha yazma hevesi
Yüzümün birkaç satırda olsa gülmesi
Ölümden daha öte bir şey lazım
Bir mucize, ve beklemek artık
Beni daha da umutsuz kılıyor
Gözlerim kapanıyor
Ey insanoğlu bir el uzatın
Ve artık beni kurtarın
- Semih Aydın - 00:17
10.01.2021
------------------------------------------------------------
DÜŞÜŞ I
Bu bireysel bir karşı çıkış hayata
Bireysel bir reddediş her ne varsa
Evet bu anlaşılmayan adam benim
29 hatırlık gün bitirme çabasıyla
İlk ne zaman başladı
İlk ne zaman imzaladım bu anlaşmayı
Kaçacak yada vazgeçecek
Yeni bir ülke bulamıyorum
Hiçbir hüküm sahibi kabul etmiyor beni
Halbuki ben dayanıklıyımdır
Her eziyete her işkenceye
Ağzımdan laflar kolayca uçar
Konar hatta güzel kadınların omuzuna
Ama bu değerli değildir bu günlerde
Bu günlerde aradığım o eski gülümsemeler
Kaybolmuş, bulamıyorum
Nereye elimi atsam
Orada bir hüzün sayısı
Yetmiyor bunları toplamaya
Aklımın yetisi
Bu yalnızlıkla birlikte olmak
Sevişmek onunla karanlıklarda
Görmeden yüzünü, avcuma almadan
Tutkulu bir öpüşme yaşanmadan
Ki benim dudaklarım hasrettir
Herhangi bir ateşe
Sayıltılarla dolu dişlerimin arasından
Bir küfür dökülür önce
Sonra bir dua, sonra bir küfür daha
Gürültülere karışıyor içimdeki iyi niyetler
Bu bütün hantal sevgilerimi de sunuyorum
Yine kabul görmüyor
Seçemiyorum doğru kelimeleri
Mahşer yılına yetişmeden
Ölmek yasak kılınmışsada bana
Zorluyorum bu gün değiştiren kapıyı
Üzerinde efsunlu sözler
Sol elimle yazıyorum defterime onları
Her bir kelimede eski bir sevdiğim
Nasıl da parlak kimi
Kimisi boyanmış siyaha
Varmadan mahşere
Bakmak istiyorum sadece birinin gözlerine
Evet sensin, evet her şeyin nedeni
Beni doğuran ve şiirler aleminde öldüren sen
Üzgünüm, gidişim alışılmadık bir merhabadır
Mutluyum, gülüşüm bir ölümü andırır
Bir şiir daha yazdım ve bu adımı aydınlatır
- Semih Aydın - 23:48
08.01.2021
------------------------------------------------------------
SENSİZLİĞİ BİLEMEZSİN
Herkes, her yer, her şey sustu
Ayrılık kapıyı zorluyor
Ceplerimi yokladım, umut yoktu
Annem öldüğünde de böyle olmuştu, kalbim ağlıyor
Karanlık çok çabuk çöktü bugün evimize
Kıyamet demeye dilim varmıyor
Tanrı bile göz yummuştu oysa ki birbirimizi sevişimize
Şimdi penceremdeki elvan elvan çiçeklerim soluyor
Hissizleşti ellerim, gözlerim, dudaklarım
Anladım ki artık sensiz gökkuşağını boyayacağım
Bensizliği yaşayabilirsin ama sensizliği bilemezsin
Kelimelerine ihtiyacım yok ama son bir kez
gülebilirsin
- Semih Aydın - (05:27 – 18.05.2016)
------------------------------------------------------------
BU SOKAK
Kadınlar gelir kadınlar geçer bu sokaktan
Her biri bir şeyler bırakır
Kimi ilk sevgilerini
Kimi son kalan güzelliğini
El ayak çekilince
Bütün gün izleyip
Zihnimin en renkli anılarına kazıdığım
O hatıraları toplarım ben
Her biri için birkaç kelam ettikten sonra
Değerleri kadar günah atarım
Sürekli yanan bu karanlık ateşine
Çok kez kaybetmeye çalıştım kendimi
Bakarken o siyah ateşe
Birkaç günlük soyutlamalar oldu
Sessiz ve düşsüz saatler
Bir daha hiç konuşmayacakmış gibi
Sustuğum zamanlarda
Beyaz şehrin kardeleni
Yada sevgimden utandığım
O henüz isimsiz çiçekle
Avuttum kendimi
Ziyan ettiklerim yetmezmiş gibi
Her gün aynı sabaha uyandım
Sessizce tekrar ettim sonra
Kadınlar gelir kadınlar geçer bu sokaktan
Ve sokağın sonunda tek bir soru
Neden sevmediniz beni?
- Semih Aydın - 00:31
15.11.2020
------------------------------------------------------------
SON SÖZ
Birkaç asır önce
Bir adamı astılar
Sırf yalan söyledi diye
Bir adamı astılar
Birkaç asır önce
O gün gözlerinin karşısında
Gökyüzünün eser miktar altında
Elimde dünden kalma yeşil bir kalemle
Onu izliyordum
Yavaşça adımladı cehennem tahtasını
Kendi ayarladı idam sehpasını
Baktı gökyüzüne belli belirsiz
İp kendiliğinden sarıldı boğazına
Son sözü istendi
Birkaç anlamsız şeyden sonra
Sıkıca kavradım elimdeki kalemi
Açtım lacivert defteri
Son isteklerin yazılı olduğu
O can verince
Ne istediyse onu yapmak için
Düşüncelerimin arasından
Tekrardan son isteği soruldu
Yine yalan söylemeyi seçti
Ki bu onun sonuydu
- Semih Aydın - 19:22
29.07.2020
------------------------------------------------------------
KALABALIĞIN YARGILARI
Bir damla kan öldürdü bir genç kızı
Yaşayamadı doya doya baharı yazı
Akıllı bir kalabalığın yargıları var
Bir hayat kadınının vicdanına ağlar
Diğer dünyanın adaleti vardır belki
Özgürlüğe karşı çıkarsak yorarlar bizi
Aydınlığı karanlığa karıştıran bir fırtına
İnancım yok ne adalete ne de güzel bir yarına
- Semih Aydın -
------------------------------------------------------------
YAŞADIK SAYDIK VE GERÇEKTEN ÖLDÜK
Küçücük adımlarla geldim buraya
Hayatım boyunca bu adımlarla yürüdüm
Ve şimdi bir rüyanın sonunda
Başaramadan yaşamayı gidiyorum
Oysa ufacık bir fidanken
Siyah bir gökyüzü hayal ederdim
Dallarıma ve çiçeklerime benzeyen
Dünyanın diğer yarısından farklı
Ama aynı bahçede büyüyen
Yağmurun eşit yağdığını bilsem de
Rüzgar hep benim dallarıma vurdu
En siyah yerimden hep kırıldı
Aynı tohumdan
O elma ağacından gelmiş olsak da
Dünyaya yayılan günah hep benden bilindi
Geçmişe baktıkça
Benden daha çok yaşamış olanlara
Ağızdan çıkan şarkıları susturdular
Ama o eski zihinlerde yaşayan
Eşitliğin herkes için geçerli olmadığı fikri
Şüphesiz bir zehir gibi
Sessizce ve derinden aktarılıyor
Kendilerinin kirli ve beyaz yetiştirdiklerine
Hangi yıldızın altında olursak olalım
Hangi güvercin konarsa konsun dalımıza
Ben ve bana benzeyen ya da benzemeyen
Sadece nefes alıp vermek
Birkaç güzellik yaşayıp
Birkaç hatıra bırakmak için geldiğimiz
Bu eşitsizlik bahçesinde
Özgürce çiçek açmamıza izin vermediler
Tek bir söz bile söyleyemedik
Yaşadık saydık ve gerçekten öldük
- Semih Aydın - 22:45
11.07.2020
------------------------------------------------------------
ÖLÜMDEN DÖNENLER
Sabah erken geliyor bugün
Bir ses duyuluyor kapıdan
Ölümden dönenlerin şarkısı bu
Bir geçiti aşamayıp geri gelenlerin
Yaşamayı seçmekten çok
Ölümü başaramayanlar
İnsanlar pencerelerde, balkonlarda
Ürkek birer tebessümle izliyorlar
Onların ise yüzlerinde
Gülmeye cesaret kalmamış
Yılgın ama gururlu bir duruş var üstlerinde
Toprağı kırmak istemeyen adımlar
Ses çıkarmadan büyüyor meydana doğru
Meydanda birkaç asır öncesinden kalan
Kendileriyle aynı kaderi paylaşan
İnsanların yaşlı hayalleri asılı duruyor
Israrla bakmamaya çalışırlar
Herkes alışkın insanların ölememesine
Yaşamak zorunlu olduğu ilk günden beri
Zorla hapsedilmiş bir cennet burası
Cenneti anlamlandırmak kimin elindeyse
Özenle çalışmadığı belli
Yine de iyi bir şey vazgeçmemesi
- Semih Aydın - 00:18
01.07.2020
------------------------------------------------------------
BİR BAHAR BİR SESSİZLİK
Bir sürü göz yaşı bıraktım bu şehrin bir çok köşesinde
Kimisi bahar oldu bir gülün dalında
Kimisi akıp gitti sessizce
İnsanların ayaklarının altından
Fakat ben
Ne bir bahar oldum
Ne de sessizce gidebildim
Hep afilli sözlerle sevdim
Ve ayrılıkları fazlaca yaşattım kalbimde
Seven de oldu beni
Yüzüme dahi bakmayanda
Sekiz bahar sonra
Yaşıma bir ses daha kattıktan
Birkaç resmi daha siyaha boyadıktan sonra
Dönüp bakıyorum arkamda kalan yıllara
Niye diye bir ses
Niye diye bağırıyor tekrar tekrar
Bilmiyorum
Hiç bilmedim
Sadece bir sürü göz yaşı bıraktım
Baharla yada sessizlikle gizlenen
- Semih Aydın - 00:51
23.06.2020
------------------------------------------------------------
SEVİLMEK İSTEĞİ
Kapattım gözlerimi
Bir daha açmayacağım
Bir nefes aldım son kez
Bıraktım kendimi sonsuzluğa
Ceplerimden sayfalarca şiir dökülüyor
Eşlik ediyor düşüşüme
İşte şurada ilk uçurtmam
Hala göklerde salınıyor
İlk göz yaşım duruyor az ileride
Çıktığım ilk yolculuk
Kendimi büyütmek için
Beş kuruşum yok hala
Aynı o zaman ki gibi
İlk defa geçtiğim bu yol
Sonra en çok yürüdüğüm oldu
İlk gençliğim hala berrak duruyor
Birinci sevdiğim
Platonik aşkın habercisi
Kadınlarımın belki de en güzeli
İlk yıkılmışlığım
Biraz ileride ilk masumluğum
Utanmışlığım, hırsızlığım
İyiliklerim ve kötülüklerim
Günahlarım ki sevaplarımdan fazla
Med cezirin ilki yüzüyor hala bir suda
Ve son sevdiğim de burada
Kalbime en yakın olan
Ellerimde izi silinmemiş daha
Gözlerimde hayali durur henüz
Son sevdiğim
En son gidenim
En güzel elvedam sana
Sırf gerçek bir insan olduğun için
Gerçekten yaşadığın için
Ve yaşattıkların için içten bir teşekkürler
Yere yakınım artık
Hayatımın özeti
Birkaç mutluluk ve birçok kırık kalp
Sevmek istedim sevdim de
Sevilmek istedim
Ve sevilmek istedim
İstedim...
- Semih Aydın - 03:32
23.05.2020
------------------------------------------------------------
GERÇEKTEN YAŞAMAK
Şehrin içinde bir şehir
Kimi insanlar altında
Bütün bu yoksulluğun
Kimileri üstünde
Ve görmezler altta kalanları
Aynı şehirde
Farklı yaşamlar
Aynı yere bakarlar
Ama gördükleri farklıdır
Biri sıradan sayar gökyüzüne bakmayı
Biri haftada bir belki daha az
Kaldırabilir kafasını maviye
Biri doğmuştur zaten çiçeklerin arasında
Biri ismini bile bilmez mor çiçeklerin
Kimileri daha eşit doğmuştur
Bazıları doğuştan kaybetmiştir gerçeği
Ve öğrenemeyecekler nedenini
Tek bir eşitlik günü olacak
Ama çoğu o günü göremeyecek
Bilemeyecek yaşamak saadetini
Paylaşamadığımızdan mutlulukları
Yalnız ölümlerle boğuluyoruz
Gerçekten yaşamak isterken
- Semih Aydın - 03:52
19.05.2020
------------------------------------------------------------
ŞEHRİN ANATOMİSİ
Ne söylesem yarım kalır
Yine de çabalamak
Ne büyük erdem
Anlatmaya çalışmak
Bir şehirde geçen olayları
Farz et ki bugün baharın son günü
Yada düşün ki yazın ilk nefesi
Çocuklar dönmüş göçten
Hayat kadınları çıkmış sokaklara
Balkonlar dolmuş
Cüretkar bakışlı adamlarla
Polis devriyesi saat başı
Geri kalan sürede her şey mübah
Bu hayatın bir parçasısın
İçinde değilsen bile
Tamamen dışında olmadığın kesin
Müzikler bozar gecenin huzurunu
Uyuyamayanlar çıkarmış ruhlarını gezintiye
Kırmızı halılar serilmiş yerlere
Basmadan geçme çabaları var
Halk ayaklanmaya yakın
Yada unutmaya her şeyi
Çok yakın birbirine bu ikisi
Dört başı mor kesilmiş bu şehrin
Hüzünler ve yasaklar gizlenmiş dibine
Görmeye cesareti yok kimsenin
Ne söylesem yarım kalır
Bir gün belki bir kurtarıcı
Belki bir yok edici
Yada tanrının ilahi bir makinesi
Güzel günler
Çok basit söylenmesi
Fakat bir ütopya gerçekleşmesi
- Semih Aydın - 01:43
18.05.2020
------------------------------------------------------------
YARIDAN AZ
Huzursuz kelimeler var boğazımda
Bir çığlık atma isteği
Hem de doğduğumdan beri
Ama yapamam
Bilirsin beni
İşe yaramayan yarı öğretmeni
Yarıdan az bir şairi
Bilmediği kelimeleri öğreten
Yaşayamadığı şiirleri yazan
Bu ölüm, bu çaresizlik
Bu zavallı yaşam hissi
Ne zaman gülsem güneşe
Yağmura kaçar
Ne zaman sevsem bir kadını
Sessizce çekip gider
Ne zaman mutlu uyansam
Ki kendisi az yaşanan
Bir yaşam sahnesidir
Yarıda kesilir
Perdeler iner
Ve küstah alkışlarla bitirilir
Anlayamadan öleceğim
Birçok şeyi
Neden yaşadığımın gizemi
Kurtuluş ölümden yana
Fikrini belirtir
Ben ise daha çekeceğim
Zavallı acılarım var derim ona
Bir silahım olsun isterdim
Parlak ama eski
Acılar getirmiş ama kahramanlıklarla dolu
Bense yalnız bir kez kullanacağım
Tek bir kurşun
Hayallerimin oratasından geçecek
Ve göklere yada karanlığa ulaşacak
Ben zaten orada olacağım
Göklerde yada karanlığın dibinde
Orada ismimi okuyacağım
Ve yanında beni tanımlayan
Kısa birkaç cümle
"Dünden bir şey kalmadı
Yarına bir şey kalmadı
Bir şair var oldugunu sandı
Yarıdan az olduğunu umursamadı"
- Semih Aydın - 04:14
15.05.2020
------------------------------------------------------------
6 MAYIS
6 Mayıs
3 fidan
Özgür bir devlet hayali
Ve umut denen o şeyi
Belki de en çok kaybettiğimiz zaman
Görmeden ve duymadan
Sevmek, bir denizi
Karşıyaka'dan gelir hala sesi
Soğuk bir şehir, Gemerek'te uzar
Uğursuz yollar
Nurhak'a çıkar
Bir ceza verilir sonra
Suçsuz fidanlara
En çok çiçek açması gereken yaşta
Sessiz kalır denizler
Hayat bir saniye
Ölüm ise daha uzun
Ve hatırlanacak yıllarca
Elden bir şey gelmez demek
Ne kadar kolay
O zaman deniz olamamışsın
Hiçbir kıyıya
O zaman mahir değilsin
Hiçbir konuya
Ya da yüreğin aslan kesilmemiş
Hiçbir kavgada
Şimdi bak ve anla
Sevmek bir denizi
Karşıyaka'dan gelir hala sesi
''Yaşasın tam bağımsız Türkiye''
- Semih Aydın - 19:37
06.05.2020
------------------------------------------------------------
DELİ DALGALI DENİZ
Güneşe yürüyoruz hep birlikte
Yanacağımızı bile bile
Sahne önünde değil
Perde arkasında öleceğiz, biliyoruz
Gidiyoruz cehenneme sol yanımızda bir sevgi bir fikir ile
Sonucun bir önemi yoktur bazen
İçimizde yok ne bir şüphe ne de bir neşe
İnanıyoruz bir deli dalgalı denize
Kar yağdıracağız cehenneme
Biliyoruz mavi gözlü dev bizimle
- Semih Aydın -
------------------------------------------------------------
ÖZGÜR'ÜN ÖLÜMÜ
Nasıldı yaşamak
Bir günaydınla hayatı aydınlatmak
İşçi bir çocuğun gözünde mut aramak
Şarkılar söylemek bayramlar dışında
Yürümek baş kaldırırcasına sokaklarda
Haykırıyor bir kuş, kanatlarıyla özgürlüğü
Bizim memlekette özgürlüğün anlamı özgür'ün ölümü
Bir kara elbiseli sakallı uzun adam
Tek tek ışıkları topluyor, zifiridir yaşanan
Sessiz kalıyor bahçedeki çiçekler
Ezilen, hor görülen, yorgun kimsesizler
Nasıldı yaşamak
Bir elvedayla hayatı karartmak
12:28
- Semih Aydın - 27.11.2015
------------------------------------------------------------
SÖZÜ YARIDA KESİLMİŞ ÖZGÜRLÜKLER
Kısıtlanmış ve sözü yarıda kesilmiş özgürlüklerim var benim
Dostum rüzgar her zaman arkamda olsa da
Her an suçsuz yere hapse atılıp elimden alınılabilir
Yaşadığım bu topraklarda hiç nedensiz toprak olunulabilir
Eşitlik ve adalet denen şey buralardan gideli çok olmuş
Ekmek almaya giden ufak bir çocuk iki kaşının arasından vurulabilir
Korkaklarla dolmuş bu meydan, bu şehir, bu ülke
Dünyalara sığmayacak kadar büyük hayalleri olan
Korkusuz, genç bir delikanlı 19 unda hayata veda edebilir
Uzaklarda belki Kaf dağının arkasında ya da Olympos un zirvesinde
Bir yer vardır özgür fikirlerin yeşerip büyüyebildiği
Zaman çok gecikmiş ya da fazla erken
Belki 80 sene önceye dönmek gerekir ya da bin yıl ileriye
Sözler, cümleler ve tabi ki fikirler çağımızın en büyük suç unsurudur
Yalnız tek bir kelime yüzünden bir daha güneşin yüzüne mahkum kalabilirsin
Ama artık bir dur denmeli bu baskıya, bu zulme
Hayatı yaşamayan çalışan bu kuşları özgür bırakmalı gökyüzüne
İstemek ve inanmak koşulsuz, umarım getirir eski günleri
Kısıtlanmış ve sözü yarıda kesilmiş özgürlüklerim var benim
- Semih Aydın -
------------------------------------------------------------
ANLAYAMADIK ONLARI
Ne yapsam da anlatsam sana
Bu soysuz dünyayı
Artık yanlışlar doğru, doğrular yanlış
Hani nerede o dalgalı mavilikler
Nerede o aslan gibi gökyüzü
Hani nerede hasret çeken memleket sevdalıları
Çok severken ilan edilen vatan hainleri
Kalmadı o nesil yetişemedik o zamanlara
Anlayamadık onları onlarda bizi
- Semih Aydın -
------------------------------------------------------------
AŞK MEVSİMİNİN İLK GÜNÜ
Başladı aşk koşuşturmaları
Açıldı eski kitaplar
Meydanlar boş
Doldu köşe başlarına insanlar
Uzaktan ve sessiz aşk sinemaları
Kelimeleri kullanmadan
Sevdayı anlatma çabaları
Yarın geç olabilir
Yarın sevdanın elleri dolabilir
Gözlerin kesik ıslanır
Değerinden şüphe ettiğin kelimeler
Başkasının ağzından özensizce dökülebilir
Dudakların kuru
Ceplerin dolu
Çiçekler bahçede kalabilir
Aşk mevsiminin ilk günü
Yarın çok geç olabilir
- Semih Aydın - 22:01
01.09.2018
------------------------------------------------------------
HER GÜN BİR ÖLÜM
Yanlış hayaller
Yaşanmış yanlışlar bunlar
Bir gün mutluysam
Bir gün ölmem gerekir
Başka türlüsü zor
Bilmem farklı bir hayatı
Hayatım bu kadar
Körü körüne acıtmak bir kalbi
Gözü görmeyenin
Sahte ışığı olmak
Sanki cennete girmek
Yasaktır bana
Cehenneme dahi çağrılmadım
Dünyanın orta yerinde
Yapayalnız kaldım
Ki budur en büyük ceza
Bütün günahlara batmış bu adama
Ne yaşım kaldı
Ne de heyecanım yaşamaya
Ölmek bir kere değildir bende
Her gün bir ölüm
Her gün daha çok ölüyorum
Yaşamayı görmeden
Görmeden yaşamayı
- Semih Aydın - 03:18
30.04.2020
------------------------------------------------------------
ADIN GÖÇEBE
Kusursuzdu günün evrilmesi
Elimin altındaki bu zamana
Zordur tabi görülmesi
Ve anlam kazanması aklının aydınlığında
İnsanlar
Sokaktaki insanlar
Zengin ve fakir
Eşit olacaklar ölümden önce
Sen bu topraklarda
Nefes alıp verince
Ve dağıtınca beyaz eteğindeki iyiliği
Bu kurak topraklara
Hiç bir kız çocugu ölmeyecek
Hiç bir oğul anasından önce gömülmeyecek
Göğü gözlerine
Yeri saçlarına benzeyecek
Sen bir memleket olacaksın
Sen bir memleketi kurtaracaksın
Adın sorulacak her şehre
Adını bilmeyecek hiç kimse
Adın yalnız gönlümde bir göçebe
- Semih Aydın -
------------------------------------------------------------
ERRARE HUMANUM EST
Yedi kutsal günle kaçırdım
Mucizevi bir ölümü
İşte o günlerde sana rastladım
O gün; imkansız aşkların yıldönümü
Bir çocuk büyüdü sözlerinle
Bir şair ağladı gelmeyişine
Nasıl anlatılmalı bir mavi
Nasıl söylenmeli aşk sözleri
İncitmeden ve bu yoksulluğun içinde
Daha hiçbir kadını öpmemişken
Ölmek istemememden
Anlamalısın, her şey gözlerimde
Seni seviyorsam sen de sevmelisin
Mavi bunu gerektirir
Bu çocuk sana kelimeler biriktirir
En güzeli sensin, en güzelini seçmelisin
Yaşının arkasına saklanma
Hala kalbin çocuk
Onu benimle büyütmelisin
Belki günahtır bu söylediklerim
Belki büyük bir hata
Seni sevdiğim günleri de alıp giderim
Hem de daha hiç gelmemişken sana
Kavuşmadan eğer ayrılık doğarsa
Beni, insanlığı ve maviyi
Bu sözlerle hatırla
''Errare Humanum Est''
- Semih Aydın - 20:21
18.10.2017
------------------------------------------------------------
BİR - İKİ
Ölüyoruz dedi bir çocuk
Hem de en genç yerimizden
Durduk dört beş adam
Sokağın ortasında
Sokağın ortasında bir idam
Güneş çoktan yarıldı ortadan
İkiye
Çocuk saydı
Bir
İki
Diye
Bir ana koştu
Sokağın başından sonuna
Ağlak gözler seçildi
Kalabalığın arasında
Kimsenin bilmediği sevgilisi
Hiç öpüşmedikleri belliydi
Kız gökyüzü gibi serildi
Yere
Çocuk saydı
Bir
İki
Diye
- Semih Aydın - 17:55
03.08.2018
-----------------------------------------------------------
BİR DERYA
Bu aralar aklımı sana yoruyorum
Yeni doğmuş her umudu sana adıyorum
Yorgunum aslında yaşamaktan ya da yaşayamamaktan
Sen oluyorsun beyaz bir elbiseyle geceleri aydınlatan
Sararmış bir kâğıda aşkları betimliyorum
Sonra aklıma sözlerin geliyor aşk tanrısını ağlatan
Süzülüyorum karanlığa, aşkı inkâr eden günahkârları görüyorum
Her şeye rağmen ben aşkı, aşktan daha çok seviyorum
Bilirim inandırmak zordur kalbi kırık olanı
Ama bende bir kelime var, anlatır mutlu yarını
Bir derya buldum, biraz huysuz biraz kırılgan
Şimdilerde her şeyin nedeni o, beni hayata bağlayan
Değersiz bir dünya için kendini yoruyor
Kelimeler yetersiz tabi, adımlar çekingen belki
Bir peri fısıldıyor oda seni seviyor
İnsanoğlu işte özlüyor duymasa da masum sesini
Yavaş yavaş kalem gider kâğıt kalır
Sözler bir ayna ama bazen yalanı anlatır
Bir hayat buldum ölümün sabahında
Gel demek zor sev demek daha fazla
Yaşanmaz bu hayatı güzelleştireceksen eğer
Ben mutluluğu gülüşüne hediye ederim
Bir erkek bir kadını ne kadar sevebilirse o kadar severim
Bir derya buldum biraz korkak yarına
Ama isterim ki Leyla da âşık olsun Mecnun a
- Semih Aydın -
------------------------------------------------------------
İZMİR'İN SON GÜZEL KADININA VEDA
Hayat bizi mahvetmeye devam ediyor
Bir adım atmak için
Bütün cesaretimizi topladığımızda
Hemen arkamızda
Çelmesini takmak için bekliyor
Sen, geç gelen hayatıma
Bir düş gibi
Geldin ve gittin
İkisinde de haberim olmadı
Yaşadığımı hissettiğim
Yarın için bir umut ektiğim
İzmir'in son güzel kadını
Kabul etmemiştin adını
Oysa ilk defa, bilmeden
Doğruyu söylemişim
Beceremediğim vedalaşmalara
Sen bir yenisini daha ekledin
Şimdi cennetten
Gör beni gerçekten
Ve bağışla lütfen bütün sözlerimi
Özür dilerim istemeden üzdüysem seni
Özür dilerim son günlerini
Benimle harap ettiğin için
Gözümden binlerce yaş düştü
İlk defa bu kadar anlamlı oldu
Hoşçakal İzmir'in son güzel kadını
Gitmeden bir şarkı söyle şimdi son kez
Bana ve bu acımasız dünyaya
- Semih Aydın - (kendisi gibi şiiri de zamansız kaldı)
------------------------------------------------------------
CARMEN
Savaşın son yıllarıydı, hatırlamıyorum hangisi
Bir kız vardı
Carmen? Carmen'di galiba ismi
Cennetten düşme değildi
Yüzünde hem asi hem yorgun bir yara
Bir orospunun kızı, babası yatalak hasta
Mavi bir gül gibiydi aklı
Ne savaşı bilirdi ne barışı
Sevişmeyi iyi bilirdi ama aynı anası
İki tane abisi vardı
Biri savaş gazisi, biri meyhanelerde ayyaştı
Bir gün karşıma çıktı karanlık bir akşamda
Yıldızlar sıcaktan erimiş
Mehtap soyunup göğe serilmişti
Gençliğimin en güzel zamanında
Son sigaramı yakmıştım adını sorduğum anda
Carmen? Carmen demişti galiba
Ellerimle değmeden soydum bütün ruhunu
Bahara yakın bir şey kokuyordu vücudu
Ve ben uzanmak isterken dudaklarının kıyısına
Bir top patladı uzaklardan, biten savaşın anısına
Gözleri yaşla doldu
Solgun bir menekşe düştü elinden
Orman içine çekti onu
Az kalsın dünya güzelleşecekti
Ormana ismini verdiler sonra
Carmen? Carmen'di galiba ismi
- Semih Aydın - 23:03
28.12.2016
------------------------------------------------------------
0 Yorumlar