Waiting For Godot

- WAITING FOR GODOT -





              Beklemek bu hayatta insana verilmiş en mucizevi şeydir çünkü beklemek insanı hayatta tutan hatta belki de insanın bu hayata geliş amacıdır. Bu mucizevi şeyi en güzel anlatan eserlerden biri belki de en iyisi ''Waiting For Godot''dur. Samuel Beckett'in 1949 yılında yazmış olduğu ve günümüzde hala popülerliğini koruyan bu eserdeki beklemek, umut etmek, umutsuzluk, mutsuzluk ve o gizemli soruyu yani ''Godot kimdir yada nedir?''i anlatmaya, anlamaya çalışacağız.


           İlk kez 1953'te Fransa'da yayınlanan ''Waiting For Godot'' modern tiyatroyu değiştirdiğine inanılan bir eserdir. 1900'lerin başlarında başlayan tiyatronun evriminde belki de zirve yaptığı noktalardan biride yine ''Waiting For Godot''dur. Anlamanın ve açıklamanın en zor olduğu tiyatro eserlerinden biri olan ''Waiting For Godot''u incelemeden önce sanırım biraz Samuel Beckett'i anlamaya çalışmak en doğrusu olacaktır.





          13 Nisan 1906'da Foxrock - Dublin'de doğan ve 22 Aralık 1989'da Paris'te hayatını kaybeden İrlandalı yazar Samuel Beckett Postmodernizim ve Absürt Tiyatro'nun öncülerinden biridir. 1969'da Nobel Edebiyat Ödülü'nü de alan Samuel Beckett yaşadığı dönemi de göz önüne alarak eserlerinin umuttan oldukça uzak, varoluşçuluk ve nihilizim etkisi altında kaldığını söyleyebiliriz. Ailesiyle birlikte Fransa'ya taşındıktan sonra 1940'taki Almanya işgali sonrasında Fransız Direnişine katılan Samuel Beckett, 2 yıl boyunca burada kurye olarak çalışmıştır. 2. Dünya Savaşı'nın yıkıcı etkilerini Samuel Beckett'ta olduğu gibi ''Waiting For Godot''daki karakterlerimiz olan Estragon ve Vladimir'de de rahatça görebilmekteyiz.



          ''Dünyadasın. Bunun bir tedavisi yok''

       ''Waiting For Godot''daki ana karakterlerimiz olan Estragon ve Vladimir de bu sözlerin farkıdadılar ve çekilmez, sürekli şikayet ettikleri hayatlarını değiştimenin imkansız olduğunu kabul etmiş bir şekilde sadece eserin başından sonuna kadar gerçekten var olup olmadığı da tartışma konusu olan Godot adında birini ya da bir şeyi beklemektedirler.
        Eser ''Yapacak hiçbir şey
yok.''
diye başlar ve gitmeye karar verdikten sonra kımıldamadan oldukları yerde durmalarıyla biter. Modern dünyada ve özellikle 2. Dünya Savaşı sonrasında başlayıp insanlardaki umut ve inanç kaybının yarattığı çaresizlik hali iki karakterinde içine işlemiştir.

       ''Bazen sonum geliyor sanıyorum. İşte o zaman bir hoş oluyorum. Nasıl desem? Rahatlıyorum aynı anda da...korkuyorum, KOR-KU-YO-RUM.'' Varolamanın o muhteşem acısı. Hayata gelmeyi kendilerinin seçmediğini ve yaşamaktan dolayı çektikleri acıyı ve pişmanlığı belki de o dönemde yaşamadan anlayamayız fakat umutsuzluğa düşmek ve mutsuz olmak insanların yüzyıllardır genel özelliklerinden.

''Vladimir : Varsay ki pişman olduk.
Estragon : Neden pişman olduk?
Vladimir : Ayrıntılara girmesekte olur.
Estragon : Doğmuş olduğumzdan mı?''
 
      Doğmuş olmaktan pişman olmuşken ve kendi hayatına son vermekten korkarken gerçektende insanın yapacak pek bir şeyi kalmıyor. Günümüzde de çoğu insan bu mutsuzluk içersinde yaşarken kendilerini hayata bağlayan yada bağlamak zorunda olan bir iş bir uğraş bulamak zorunda tıpkı Vladimir ve Estragon'un yaptığı gibi. Bu bahsedilen iş yada uğraş ise hepimizin bir Godot'su olduğu sonucunu ortaya çıkarıyor. Peki nedir bu Godot yada kimdir?

      Bu sonsuz bir soru Godot kim yada ne?. Belki ölüm, belki cennet belki cehennem, aşk, para, tanrı yada bunlara benzer birçok şey yada hiçbiri olabilir Godot. Bu soruyu Samuel Beckett'in kendisi de cevaplamaz. Herkesin kendi cevabı olaması gerektiğini yani herkesin kendi bir Godot'su olması gerektiğini ima eder belki de. Hayattaki tek amaçları Godot'u beklemek olan Vladimir ve Estragon'nun da Godot'un neye benzediği konusunda tam bir fikirleri yoktur. Zaten önemli olan neyi yada kimi bekledikleri değildir, önemli olan beklemektir. Dünyadaki her insanın beklediği, umut ettiği, sahip olmak istediği yada kurtulmak istediği bir şeyler var ve bunların ne olduğ yine önemli değildir. İnsan kendini hayatta anlamlı kılmak için yani varolmanın verdiği acıyı hafifletmek için kendini bağlayıp, beklediği  bir şey var ve bu şeyin yada kişinin gelip gelmemesi önemli değildir, önemli olan o şeyi bekleme duygusunun insana verdiği yaşama hissidir.

''Estragon: Hadi gidelim.
Vladimir: Gidemeyiz.
Estragon: Niçin?
Vladimir: Godot'u bekliyoruz''

       Bu sonsuz bekleyiş eserin başından sonuna kadar devam eder. Absürt Tiyatronun özelliklerinden olan tekrarlayan ve saçma diyaloglar, sessizlikler, boşluklar ve duraklamalar esere ustaca yerleştirilmiştir. İzleyicilerin yada okuyucuların eseri izlerken yada okurken ne yapacaklarını yada ne düşüneceklerini bilmemesi Samuel Beckett tarafından da şu şekilde açıklanır: ''ağlamak ve gülmek arasında bir fark yoktur''. 

''Vladimir: Şimdi ne yapalım?
Estragon: Bekleyelim.
Vladimir: Evet, ama beklerken.
Estragon: Kendimizi asalım bari, ha?''



         Ağlamak ve gülmek gibi ölmek için yaşamak, karakterlerdeki ikilemleri ve yine çaresizliği göstermektedir. Hayatlarındaki tek amaç olan Godot beklemek eylemi için dahi nasıl yapacakalarından emin değildirler. Samuel Beckett ise intiharı şu sözlerle reddeder ''Hiç intihar etmeyi aklıma getirmedim ama yok olup gitmeyi düşünmedim değil.''

''Estragon : Mutsuzum.
Vladimir : Sahi mi? Ne zamandan beri?
Estragon : Unutmuşum.''
  
         Mutsuzluğun bu şekilde içlerine işlenmiş olmasına rağmen bu umutla beklemek eylemi belkide insanlığın başından beri kendini hayatta tutma çabasıyla aynıdır. İsyanları ve intiharları engellemek için insanoğlu sunulan ve ödül diye konulan onca şeyin aslında gerçek olmadığını bilseler yani Godot'nun aslında olmadığını bilselerdi, başta Vladimir ve Estragon olmak üzere bütün insanlık ne yapardı, nasıl yaşardı. Bu bahsedilen ihtimalin düşünülmesini bile tehlikeli gören Vladimir ve Estragon, düşünmeden çaresizce beklemeye devam etmiştir. Samuel Beckett ''zamanı geldiğinde elveda dememek budalalıktır'' demiş olsada.


        
           Eserin içierisinden çıkarılabilecek yada eleştirmenlerin cımbızla seçip anlam yüklediği yüzlerce şey var: Hz. İsa'dan Habil ve Kabil'e Freud'un ego ve benliğinden Nihilizim ve Varoluşçuluğa kadar. Samuel Beckett'in yaptığı gibi bunları bulmak, kabul etmek ve reddetmek yine size kalmış. Beklemek eyleminin günümüzde oldukça anlamlı olduğu bu günlerde beklediğiniz  her ne varsa ona daha da anlam katmak için ''Waiting For Godot''yu okuyup, kendiniz bulamalısızınız bunları.


        Eserin sonuna tekrar değinecek olursak, yarın Godot'nun gelmeme ihtimaline karşın artık kendilerini asmaya yada birbirlerinden ayrılmaya karar veren karakterlerimiz, gidelim dedikten sonra oldukları yerde kalarak perdenin kapanmasını izlemişlerdir. Dünyadaki çoğu insanın yapamadığı gibi onlarda bekledikleri şeyden vazgeçip gidemediler. Yaşamanın ne demek olduğu kesin olarak anlaşılamadığı için yazımızın başında da dediğimiz üzere beklemek yani umut etmek insanoğluna bahşedilmiş en büyük mucize. Neyi yada kimi beklediğinizin çoğu zaman anlamı yoktur önemli olan vazgeçmeden beklemektir. Godot'yu beklemekte herkese başarılar...

Samuel Beckett: ''Devam edemem, devam edeceğim...'' 

- Semih Aydın - 


Yorum Gönder

7 Yorumlar

  1. Godot beni bekliyor mu bilmem ama ben galiba hayatımın beyaz (beyaz derken ırkçılık yapmıyorum) atlı prensesimi bekliyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gayet de ırkçılık yaptınız parantez içine almanızda bunu göze sokar hale getirmiş. Yazıklar olsun insanlar ölüyor bu yüzden ülke yangın yeri siz hala ırkçılık peşindesiniz

      Sil
    2. Yahu okuduğunuzuda mı anlamıyorsunuz ayıp ayıp çok ayıp bu yorumun nesinde sıkıntı var beyefendi gayet güzel bir deyişle mizahını konuşturmuş sizin gibi cahil cühela gelmiş yorum atmış saçmalamışsınız resmen semih beye yakışmıyor böyle okurlar istemiyoruz hoş siz ne okuduğunuzu ve semih beyin görüşlerini ayrıca hayata bakış açısınıda anlamamışsınız resmen boşa yaşıyorsunuz acınası haldesiniz yazık..!

      Sil
    3. Aman diyeyim bacım ne beyaz atlı prensi otur kendin oku çalış kazan erkek eline bakma bacım iki gün sonra başa kakar bunlar ev işi yemek bulaşık çocuk ister sakın hayatın kararır sonra

      Sil
    4. Ne bacımı kardeşim ben erkeğim prenses yazdım oraya lütfen algıda seçicilik yapıp burada ikililik çıkarma rövanşist yaklaşma olaya ayrıca biz kimsenin başına filan kakmıyoruz çocuk tabiki isteyecez kimseninde hayatı filan kararmaz bunlar çok çirkin söylemler sizi esefle kınıyorum

      Sil
  2. Semih bey yine harika bir yazı yazmışsınız okurken duygulandim. Sizlerin bu başarısını görmek gurur verici ileride ben bu yazarı hep biliyordum deme şerefine erisecegimiyi günler sağlıcakla kalın

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçekten bende semih beyi takip etmeye başladıktan sonra üçüncü gözüm açıldı diyebilirim. Keşke sizin arkadaşınız veya kız arkadaşınız olsaydım mutluluktan ölebilirdim sanırsam. Eğer bu mesajı görürseniz semih beycim lütfen bir işaret bırakın sonuçta bir umuttur yaşamak

      Sil
Emoji
(y)
:)
:(
hihi
:-)
:D
=D
:-d
;(
;-(
@-)
:P
:o
:>)
(o)
:p
(p)
:-s
(m)
8-)
:-t
:-b
b-(
:-#
=p~
x-)
(k)