CENNETİN GÖZÜ (İRİS ORİENTALİS)
Ardından o muhteşem gecenin
Fevkalade hikayeler anlatıldı
Fakat benim satırlarımda en güzeli
Esir düşmüştü aşkın şairi
Tek bir kurtuluş ihtimali bile yoktu aslında
Ve sen geldin, sen çiçek açtın o karanlıkta
Esir düşmüş aşkın şairini sardın ışığınla
Sen yeri ve göğü birleştiren tanrıça
Elleri sevda nehirlerinde yıkanmış
Vücudu bütün baharlardan daha güzel esen
Bir sen yapabilirdin bunu, bir sen
En güzel haberleri getiren
Nedensiz küsersin bazen, nedensiz gülersin
İnce şeyleri düşünme vakti sensin
Cennetin gözü, iyiliklerin, iyikilerin nedeni
Ezbere yaşanan bu sevdaları değiştiren
Naif çiçeklerinle aklını başından alan insanların
Nedeni sensin bu çağda hala aşkı arayanların
Elbette anlaşılması zor, elbette ulaşılması imkansızsın
Tanrılar bahçesinin en güzel rengi boynunda
İlk şairlerin yazdığı güzel her cümlede sen
Ne zaman ansızın gelsen dünyama
Gökkuşağından geçip getirdiğin sözleri
Ömrümü uzatmak için tekrar tekrar okurum
Zamanı ve sensizliği bitir artık cennet gözlerinle
Üzme, üşütme, bırakma esir düşmüş aşkın şairini böyle
- Semih Aydın - 21:30
10.01.2021
- FLORA (CHLORİS) -
Sen herhangi bir çiçek değilsin
Sen yağmurlarla büyümedin
Yada ay vermedi rengini yüzüne
Baharda açıp, hazanda solmadın
Sen çiçeklerin tanrıçası
Aşkın doğum sancısı
Bütün çiçekler ki eğilir
Saygıyla önünde
Gülüşün, güneşin ötesinde
Toprağa dokunuşundur
Yeniden yaratan kainatı
Rüzgarlar takip eder nefesinin fehvasını
Ve her soluğun bir umuttur doğaya
Flora
Herkes aşıktır bu ada
Ama sen aşık olmadın hiçbir insana
Kimse okuyamadı gözlerindeki
O büyülü kelimeleri
Kimse dokunmaya cesaret edemedi
Senin mucizelerinle dolu kalbine
Aşka doğduğun rivayet edilir
Özgürlük ülkesinde yaşadığın sanılır
Ve kabul edilir büyüdüğün
Bir deniz kıyısında
Flora
Her ölümlünün hayali
Ve her hayalin gerçeğe dönüşme ihtimali
3 kere tekrarlarsan onun gerçek ismini
Kaybolur bütün imkansızlıklar
Işık saçar karanlıklar
Onun elinde can bulur baharlar
Flora
Şimdi anıyorum yine adını
Mart'ın başında
Ne olur dön geri
Ve umut ol bu insanlığa
- Semih Aydın - 18:01
02.03.2020
- İNCİ (MOMİNA SİLZA) -
''Lirio Del Valle By Muguet''
Bu kutsal sözler döküldü
Genç bir kızın yüreğinden
Zaman umursamazca ilerlerken
Kızın adımları sonsuzluğun kıyısında
Rüzgar kulağına fısıldadı
Simsiyah bir yağmur yaklaşıyor
Derken döküldü gözyaşları gökyüzünden
Ürkek kız sarsıldı
Bütün doğa kavgaya tutuştu
Ölüm belkide kurtuluştu
Bir adım, bir adım daha
Sonrası yok, sonrası sonsuzluk
İşte ahla son bulan bir aşk daha
Nasıl kelimeler yetsin bu gözyaşlarına
Yalnızlığa sarıldığı bu anda
Günlerini saymaya başladı
Mayıs'a fazla vakit yoktu
En zalim ayı yeniden adlandırdı
Kurak toprakları canlandırdı
Kendisi için olmayan umudu haykırdı
Bütün aşklar sustu
Hüzündü bu yayılan
Acımasızca korkak aşıkları saran
Ve İnci ürkekçe uzanırken
Sonsuzluğun kendisine
Artık bu ülkede
Ne aşk olacaktı
Ne de adı anılacaktı
-Semih Aydın- 03:00
12.09.2017
- GARDENYA (GARDENİA JASMİNOİDES) -
Sonbahar akşamları
Gözlerinden bir sevda okunurdu
kimse göremezdi onları
Kim bilir kaç defa aşık oldum sana
O sonbahar akşamında
Kaç şiir adadım adına
Yapayalnız bir sevdaydı bu benimkisi
Sevmesine severdin belki beni de
Nasıl uzana bilirdim;
Sonsuzluk yamaçlarının kıyısındaki
Güzel demenin ilk defa anlamsız kaldığı
İsminin aksine beyaz yapraklarına
Gülüşün anlatılırdı insanlara
Ben senin gözyaşlarını gördüm
Renginden bahsederlerdi
Ben o rengi gökyüzüne çizdim
Seni sevmekten bahsederlerdi
Ben, ben sevdiğinin yanında
Çiçek açmış gördüm
Güldüm, ağlamaktan bir fazlaydı bu
Rüzgar kokunu esti o ara
Sen uzaklaşıp
Gençlerin sevişemediği bir şehre gittin
Sen bu toprakları terk ettiğinden beri
Çiçek açmıyor buralar
Anlaşılmıyor Eylül'ler Ekim'ler
Bir Haziran acısı bıraktın kalpte
Bir de elveda son kez gördüğümde
Nasıl anlatılırsın ki
Sen eşsizsin, sen güzelliğe esir
Sen tanrıların hediyesi
Sen asi suların güzelliği
Güldüğün yerdendir yaşam sevinci
Gardenya platonik aşkın habercisi
-Semih Aydın- 01:36
12.09.2017
- NİLÜFER (NYMPHAE LOTUS) -
''...Bir ışıktı yanardı gecelerde;
Akşam, çiçekler uykuya yattı
Sardı karşı kıyıları karanlık
Beni bana gösterecek lambamdı, almışlar.''
Bu dizeler döküldü genç aşığın dilinden
Delirmişti Nilüfer'in güzelliğinden
Karanlığı delip geçen bir çiçekti
Şans eseri bağlanmıştı
Yaprağı bir başkasına
Kirli gözyaşlarını tutmazdı içinde
Hiç öğrenmemişti sevmeyi, sevilmeyi
O saflığın anlamıydı
O bilgeler zamanında zirvede yapayalnızdı
Ona dokunmak, yanmak
Yanmak, onun doğduğu sularda
Sarı, beyaz, yeşil renklerini
Saçtı karanlık gönlümün kıyılarına
Ağlardı, her yeni günü karşılarken
Hiç görmedim, yüzünü gülerken
Severken yada sevilirken
Adını anmadım, anamazdım
Yanında yaşlanamazdım
Oysa ki ellerinde, güzelliğini
Sevmelerini, zarifliğini
Ve her şeyden öte
Sonsuzluğu anlatan ellerinde
Büyümek isterdim, gülmek
Gülmek isterdim
Gözyaşlarınla boğulurken
9 çiçekten az
13 günden fazla yaşamak
Anlamak, anlamak seni nymphaea
Birlikte bir yola çıkmak sonsuzluğa
-Semih Aydın- 00:56
08.09.2017
- NERGİS (NARCİSSUS) -
Ölümünle ve yalanlarınla doğdun
Ben yıllarca uzaktan seyrettim seni
Sen kendini
Ufak, anlamsız ama güzel bedenini
Sergiledin bir gölün kıyısında
Benzerlerin oldu, benzersiz bir andı bu
Yaşamının sahteliğinde, kısır bir akşamda
Bir aynanın karşısında, arkanda ben
Tamda olmak istediğim yerdeyim
Hemen yanında ama hiç fark ettirmeden
Aynaya baktın. Aşık oldun
Ben emindim beni sevdiğinden
Bir ışık süzüldü gökyüzünden
Yüzüne dokundu, bütün kaygılar yok oldu
Sessizce aynı kıyıya yürüdün
Gece peşimde, ben senin peşinde
Hikayen anlatıldı dilden dile
Hepsi yalan, tek gerçek
Benim gözlerimde
Sen bakmadın alaca bulaca renklere
Kıyıya yaklaştıkça toprak delirdi
Bütün çiçekler yollarına serildi
Her insan hayrandı güzelliğine
Ama kimse yaklaşamadı senin hislerine
Durdun, zaman durdu
Gözlerini diktin
Zamanın kırıldığı bir suya
Aşık oldun sen sana
Dokunmalıydın bu güzelliğe
Eğer sevseydin beni, sevebilseydin yani
Yaşamı seçen bir ölüm anlatılırdı belki
Ölümün kıyısında, dalga geçen
Ölmeden de çiçek açabilen
- Semih Aydın - 17:06
06.09.2017
- KARDELEN (GALANTHUS) -
Kaçıncı ilkbahar bu
Göremeden solduğun
Kaçıncı sevdalanışın bu
Yüreğini tek taraflı yorduğun
Farklı bir renk göremedin
Hep beyaz
Hepsinden daha güzeldin
Kağıt gibi, kış gibi, ölüm gibi
Hepsinden daha beyaz
Boynun büküktür belki
Ama gülümsemen gökyüzüne
Güneş gözyaşlarının ötesine
Sevdiğin hep hercaiydi
Anlamadın, anlatamadın adını
Bir kuş alıp götürdü seni
Ne bıraktıysa zaman senden geri
Aldı sevdiğine götürdü
Bunun diğer adı ölümdü
Sıcaklığını hissettin
Güldün ilk sevdiğine
Açıldın ilk defa gönlünce
Sevdiğin adamı görünce
Sen ilk defa güldün
Melekler son defa ağladı
İsmin üvercinka diye anıldı
Ve toprak hep böyle haykırdı
- Semih Aydın - 05:16
04.09.2017
3 Yorumlar
Benim bildiğim çiçekler koklanmak içindir şiir yazılmak için değildir. Toplumda büyük bir infial yaratabilir bu söylem hayret ettim doğrusu
YanıtlaSilHayret edilecek bir şey yok burada Semih bey gayet güzel betimlemeler tesbihler yaparak bizlere mukkeml şiir nasıl olur o y göstermiş lütfen saygı göster çiçeklere göstermiyorsan da bu sayfayı terket
Silİnsanlara neden bu kadar bağlısınız bir türlü anlayamıyorum resmen celladına aşık olan sendromu yaşıyor belli bir güruh yahu bre insanoğlu aç gözünü gör artık büyük oyunu gör be. Anlayın artık çiçekle böcekle karın doymaz nimetlede şaka olmaz yazıktır ayıptır lütfen silkelenin ve kendinize gelin
Sil